Tekirdağ sahillerinde yine yasak geldi. Peki biz vatandaşlarımızı sadece yasaklarla mı koruyacağız?
Tekirdağ Valiliği’nden gelen son açıklama şöyleydi:
“Meteoroloji Genel Müdürlüğünce alınan verilere göre ve kıyısı bulunduğumuz denizlerimizin genel durumu göz önüne alınarak, vatandaşlarımızın can güvenliğinin tehlikeye girmemesi amacı ile il genelinde denize girmek yasaklanmıştır.”
Bir kez daha sahillerimize “yasak” tabelaları dikildi. Sebep belli: dalgalar, akıntılar, olumsuz hava koşulları. Ama soru şu: Biz bu tabloya sadece yasaklarla mı cevap vereceğiz?
Boğulmalar bilinçle önlenebilir
Türkiye’de her yıl ortalama 1000 vatandaşımız suda hayatını kaybediyor. Yalnızca geçtiğimiz yaz üç ayda 200’den fazla boğulma vakası yaşandı. Bu vakaların büyük bölümü Marmara ve Karadeniz kıyılarında gerçekleşti.
Tekirdağ gibi denizle yaşayan bir şehirde bu tablo daha da kritik. Çünkü yaz aylarında sahiller binlerce insanı ağırlıyor. Denize girmek kadar tehlikeler de artıyor. Ve biz, acı tabloların ardından hep aynı cümleyle karşılaşıyoruz: “Denize girmek yasaktır.”
Oysa gerçek şu: Boğulma vakaları önlem alınırsa, eğitim verilirse, bilinç oluşturulursa önlenebilir.
Yasak Günü Kurtarır, Bilinç Hayatı
Evet, dalgalar yükseldiğinde yasağın ilan edilmesi doğrudur. Ama ertesi gün yasağın kalkmasıyla aynı bilinçsizlik devam ediyor. Vatandaş neden yasak geldiğini bilmiyor. Akıntının, dalganın, deniz tabanının ne kadar tehlikeli olabileceğini öğrenmeden denize giriyor.
Sadece yasak koymak çözüm değil. Çünkü yasak geçici, bilinç kalıcıdır.
Tekirdağ’da Deniz “Var Ama Yok”
Sorun sadece yasaklarla sınırlı değil. Tekirdağ’da vatandaşı bir başka gerçekle daha yüz yüze:
Kıyılarının büyük bölümü özel sitelere ve tesislere tahsis edilmiş durumda.
Şehrin kendi vatandaşı sahile ulaşamıyor.
Yüzme eğitim kampları, kulüpler, sistemli bir bilinçlendirme yok.
Sonuç? Deniz, Tekirdağlı için hâlâ bir seyirlik manzara. Uzaktan bakılan, ama içine girilemeyen bir alan.
Yetkililer için ise işin en kolay tarafı: “Hava kötü mü? Hemen yasağı koy, başın ağrımasın.”
Oysa bu bakış açısı, denizi hayatın bir parçası yapan şehirlerle kıyaslandığında oldukça ironik kalıyor.
Dünyadan Örnekler: Doğayı Tanımak ve Ona Uyum Sağlamak
Okyanus kıyısında yaşayan ülkelerde deniz daha sert, dalgalar daha güçlü, akıntılar daha tehlikeli. Ama oradaki insanlar denizden kopmuyor; tam tersine onunla yaşamayı öğreniyor.
Portekiz’de dev dalgalar kıyıları döverken gençler küçük yaşta sörf eğitimleri alıyor.
Norveç’te kuzey denizinde balıkçılar fırtınalı havada bile bilinçle ve donanımla denize açılıyor.
Avustralya’da her çocuk okul çağında yüzme eğitimi alıyor; rip akıntısı nasıl tanınır, nasıl kurtulunur bilmeden mezun olamıyor.
Bizde ise dört tarafımız denizlerle çevrili olmasına rağmen, vatandaş hâlâ denizi tanımıyor. Çünkü tanıtılmıyor, öğretilmiyor.
Doğa bize uymaz. Biz doğaya uyum sağlamak zorundayız.
Tekirdağ İçin Yol Haritası
Tekirdağ gibi deniz şehrinde yapılması gerekenler açıktır:
Kıyılar halkın erişimine açılmalı. Sahil herkesin hakkıdır.
Plajlarda bayrak sistemi (yeşil–sarı–kırmızı) zorunlu olmalı.
Belediyeler, cankurtaran sayısını artırmalı.
Okullarda deniz güvenliği eğitimi verilerek çocuklara akıntı, dalga ve riskler öğretilmeli.
Yüzme kampları ve spor kulüpleri desteklenmeli.
Yerel basın ve kurumlar iş birliğiyle “Deniz Güvenliği Farkındalık Kampanyaları” yapılmalı.
Son sözüm:
Bugün Tekirdağ sahillerinde denize girmek yasak. Yasak olmalıydı, çünkü dalgalar can alabilirdi. Ama bu yasağın ömrü birkaç gün. Sonra aynı bilinçsizlikle aynı sahillere dönülecek.
Oysa mesele yasak değil, bilinçtir.
Yasak günü kurtarır, bilinç hayatı.
Yasak tabelası can kurtarır, ama bilinç nesilleri.
Ve unutmamak gerekir: Deniz bize düşman değil. Biz denizi anlamadığımız, kıyıları halka açmadığımız, eğitimi ihmal ettiğimiz için her yaz aynı acıyı yaşıyoruz.
“Doğa bize uymaz; biz doğaya uyum sağlamak zorundayız.”
Yorum yazarak Tekirdağ Bakış Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Tekirdağ Bakış hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Tekirdağ Bakış editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Tekirdağ Bakış değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Tekirdağ Bakış Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Tekirdağ Bakış hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Tekirdağ Bakış editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Tekirdağ Bakış değil haberi geçen ajanstır.