Tarihiyle, savaşlarıyla ve boğazın eşsiz manzarasıyla Türkiye’nin en özel şehirlerinden biri olan Çanakkale, sadece geçmişiyle değil, adının hikâyesiyle de merak uyandırıyor. Peki hiç düşündünüz mü, “Çanakkale” ismi nereden geliyor?
Çoğumuz bu ismi Çanakkale Savaşları’yla özdeşleştiririz. Aslında kökeni çok daha eski ve gündelik bir zanaata dayanıyor. Gelin, bu şehrin isminin ardındaki hikâyeyi, tarihini ve kültürel mirasını birlikte keşfedelim!
Çanakkale İsmi Nereden Geliyor?
Çanakkale adı, kulağa güçlü ve tarihi çağrışımlar yapan bir isim olsa da kökeni oldukça sade bir zanaata, çanak-çömlek yapımına dayanıyor.
17. yüzyıldan itibaren bölgede yoğun bir şekilde üretilen seramikler, kısa sürede Osmanlı topraklarının dört bir yanında tanınır hale gelmişti.
Çanakkale’nin toprağındaki kaliteli kil, çömlekçiliği şehrin simgelerinden biri yaptı. Hatta üretilen seramikler, Avrupa’da Hollanda’nın meşhur Delft çinileriyle karşılaştırılacak kadar değerliydi.
Zamanla “çanakçılığın kalesi” anlamında “Çanakkale” adı kullanılmaya başlandı.
Osmanlı döneminde resmi adı uzun süre “Kale-i Sultaniye” olarak geçse de halk arasında çanak-çömlekten dolayı “Çanakkale” ifadesi yaygınlaştı. Bugün bildiğimiz şehir adı işte bu halk arasında doğan kullanımdan miras kaldı.

Çanakkale'nin Eski İsimleri
Tarih boyunca farklı uygarlıkların hâkimiyetine giren Çanakkale, farklı dönemlerde farklı isimlerle anıldı.
Antik çağda bölge “Troas” olarak biliniyordu; boğaz ise “Hellespont” adıyla anılıyordu.
Osmanlı fethi öncesinde ise “Dardanellos” veya Yunanca “Dardanellia” isimleri öne çıktı. Batılı kaynaklarda da uzun süre “Dardanelles” kullanıldı.
Cumhuriyet öncesinde İngilizler şehri “Chanak” veya “Kale Sultanie” diye adlandırsa da, çömlekçilikle özdeşleşen “Çanakkale” ismi halkın dilinde kalıcı oldu ve resmi olarak da kabul edildi.

Çanakkale'nin Tarihi
Çanakkale’nin tarihi, yalnızca bir şehirden ibaret değil, adeta dünya tarihinin kesişim noktası. İlk yerleşim izleri MÖ 4800’lere, Bakır Çağı’na kadar uzanır. Kumtepe Höyüğü bu dönemin en önemli izlerini taşıyor. Daha sonra Lidyalılar, Persler ve Büyük İskender’in orduları bu topraklardan geçti.
Antik dünyanın en bilinen şehirlerinden Troya da Çanakkale’deydi. Homeros’un destanlarında adı geçen Troya, MÖ 3000’lerde kuruldu ve yüzyıllar boyunca farklı katmanlar halinde yeniden inşa edildi. Roma ve Bizans dönemlerinde de stratejik önemi hiç azalmadı.
11. yüzyılda Türklerin bölgeye gelişiyle yeni bir dönem başladı. Çaka Bey’in seferleri, ardından Karesi Beyliği ve Osmanlı hâkimiyeti Çanakkale’nin kaderini şekillendirdi.
1452’de Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Kilitbahir Kalesi, boğazın kontrolünde kritik bir rol oynadı.
Tabii ki 1915’teki Çanakkale Savaşları, bu şehri dünya tarihinin merkezine taşıdı. Mustafa Kemal’in önderliğinde kazanılan zafer, hem Osmanlı hem de modern Türkiye için unutulmaz bir dönüm noktası oldu.

Günümüzde Çanakkale'nin Kültürel Mirası
Bugün Çanakkale, sadece tarihiyle değil kültürel mirasıyla da öne çıkıyor. Çömlekçilik geleneği hâlâ yaşatılıyor; atölyelerde üretilen el yapımı seramikler hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Ayrıca şehir, Troya Antik Kenti ve Gelibolu Yarımadası Tarihi Alanı gibi UNESCO miraslarıyla da dünya çapında biliniyor.
Her yıl binlerce kişi, hem antik dünyanın izlerini görmek hem de Çanakkale Savaşları’nın hatıralarını yerinde yaşamak için bu topraklara geliyor.
Sonuçta Çanakkale’nin adı, bir yandan çanak-çömlek zanaatına uzanıyor. Diğer yandan binlerce yıllık bir tarihin de simgesi oluyor. İsminin ardındaki hikâyeyi bilmek, bu şehre bakışımızı daha da anlamlı hale getiriyor.
Yorum yazarak Tekirdağ Bakış Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Tekirdağ Bakış hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Tekirdağ Bakış editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Tekirdağ Bakış değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Tekirdağ Bakış Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Tekirdağ Bakış hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Tekirdağ Bakış editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Tekirdağ Bakış değil haberi geçen ajanstır.