Tekirdağ’da Kayı Boylarının Kurduğu Köy: Kayı Köyü’nün Hikayesini Duymuş Muydunuz?

Tarihin tozlu sayfalarında yerini almış köylerden birinin Tekirdağ’da olduğunu biliyor muydunuz? Konumuz; şehrin merkezine sadece 5 kilometre uzaklıkta, iki tepenin birleşim noktasında kurulmuş olan Kayı Köyü. Bugünkü adıyla Kayı Mahallesi olan köy, köklerini Oğuzların Kayı boyundan alıyor. Peki, Kayı Köyü’nün hikayesini hiç duydunuz mu?

İki Tepenin Arasında Doğan Bir Köy: Kayı Köyü

Kayı Köyü, Tekirdağ merkezine sadece 5 km uzaklıkta, iki tepenin birleştiği noktada kurulmuş. Bu özel konumu, tarih boyunca Tekirdağ’ın su kaynaklarını beslemede önemli rol oynamış.

Köyün çevresi tarım arazileri ve hayvancılıkla dolu. Bugün bile köy ekonomisinin büyük bölümü bu geleneksel yöntemlere dayanıyor.

Kayı Köyü Adını Nereden Alıyor?

Kayı Köyü’nün temelleri, 15. yüzyılın başlarında II. Murat’ın vakfı ile atıldı. Kastamonu’nun Tosya civarından gelen Hacıbalioğlu sülalesi, Oğuzların Kayı boyundan olup köyün ilk sakinleriydi.

Osmanlı’nın “Anadolu’dan Rumeli’ye Türkmen yerleştirme politikası” çerçevesinde bölgeye getirilen bu aile, köyün kurucu hanesi kabul ediliyor.

Bugün köy mezarlığında 1530’lu yıllardan kalma yazılı mezar taşları hâlâ bu tarihî mirası hatırlatıyor. Ne yazık ki, 1920 yılında Yunan gemilerinin bombardımanında bu taşların bir kısmı tahrip olmuş.

Osmanlı Arşivlerinde Kayı Köyü

Osmanlı tahrir defterlerinde Kayı Köyü, Tekirdağ’ın (o dönemki adıyla Rodosçuk) en yakın köylerinden biri olarak geçiyor.

15. ve 16. yüzyıllarda timar sistemiyle yönetilen köyde, tarım ve hayvancılık önemli geçim kaynaklarıydı.

Arşiv belgelerinde köylülerin buğday, arpa ve diğer tahıllar ürettiği, arıcılıkla uğraştığı ve hatta saray mutfağına tavuk vergisi verdiği kayıtlı.

Ayrıca dönemin sadrazamlarından Piri Mehmet Paşa tarafından köyün bulunduğu bölgede su kanalları inşa ettirilmiş. Tekirdağ’ın içme suyu ihtiyacında Kayı’nın önemli bir rol üstlendiği belgelerle ortaya konmuştur.

Çanakkale’de Şehit Düşen Gençler

Kayı Köyü’nün tarihini sadece Osmanlı defterlerinde değil, Çanakkale Savaşı’na katılan köylü gençlerin hikayelerinde de buluyoruz.

Henüz 15-16 yaşındaki delikanlıların şehit oluşu, köyün hafızasında derin izler bırakmış. Köyün köklü ailelerinden bazılarının soyu bu savaşlarda tamamen tükenmiş. Bazıları ise uzun yıllar esaret hayatından sonra köylerine geri dönerek nesillerini devam ettirmiş.

Balkanlardan Gelen Yeni Komşular

Köyün nüfusu yalnızca Kayı boyundan gelenlerle sınırlı kalmamış. 1925 yılında Makedonya’dan, 1929’dan itibaren de Bulgaristan’ın Kırcaali bölgesinden göç eden Türk aileleri köye yerleşmiş.

Devlet, bu ailelere hazine arazilerinden toprak vermiş ve zamanla köyün nüfusu çeşitlenmiş. Bugün Kayı Köyü, hem Oğuz kökenli hem de Balkan göçmeni ailelerin bir arada yaşadığı bir yerleşim haline gelmiş durumda.

Günümüzde Kayı Köyü

Günümüzde köy, idari olarak mahalle statüsünde. Yaklaşık 300 kişilik nüfusu var. Köyde ilkokul, sağlık ocağı, su ve kanalizasyon altyapısı mevcut, ancak okul kullanılmadığı için öğrenciler taşımalı eğitimden faydalanıyor. Köy girişinde bulunan “Tekirdağ Köpek Köyü” barınağı ise sosyal medyada sık sık gündeme geliyor.